Libya'ya huzur ne zaman gelecek? (Video)

KUZEY HABER AJANSI

Libya'da uzun süre devam eden hükümet krizi bu aybaşında sonuçlandı. Trablus hükümeti, ‘Ülkede kanın durması ve bölünmenin sona ermesi için’ yürütme organı olarak yetkisini bıraktığını duyurdu. 

Ulusal Kurtuluş Hükümeti olarak da anılan Trablus hükümetine bağlı Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Vatanın yüksek çıkarlarını her şeyin üstünde tutma inancı, kanı durdurma, ülkeyi bölünmekten kurtarma düşüncesiyle, yürütme organı olarak görevimizi durdurduğumuzu bildiriyoruz" ifadesi kullanıldı.

Hükümetin görevlerini Fayiz Sirac önderliğinde kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne devredip devretmediğine dair ise bilgi verilmedi. Avrupa Birliği Konseyi'nden yapılan açıklamada, Libya Trablus Başbakanı Halife el-Guveyl, Milli Genel Kongre Başkanı Nuri Ebu Sehmen ve Tobruk Merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Kuveydir’e karşı yaptırım kararı alındığını belirtmişti.

Ülkede barış sürecine zarar verdikleri ve Milli Mutabakat Hükümeti kurulmasına engel oldukları gerekçesiyle alınan yaptırım kararları doğrultusunda, Libyalı 3 siyasetçinin birlik ülkelerine girişleri yasaklanarak bu bölgede bulunan mal varlıkları dondurulmuştu. 

Aralarında ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz Sirac'ın da bulunduğu başkanlık konseyi üyelerinin, 30 Mart'ta Tunus'tan deniz yoluyla başkent Trablus'a geldiği aktarılmıştı. Uzun süredir çatışmaların da devam ettiği Libya’da, istikrarın temini için BM öncülüğünde başlatılan barış görüşmeleri sonucu Trablus ve Tobruk merkezli iki hükümet 17 Aralık 2105’te Fas’ın Suheyrat kentinden Libya Siyasi Anlaşması’nı imzalamıştı.

Anlaşma gereğince Fayiz Sirac önderliğinde kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti, Tobruk Meclisi tarafından veto edilmiş ve güvenoyu alamamıştı. Ulusal Mutabakat Hükümeti için 4 Nisan’da sekizincisi yapılan güvenoyu görüşmelerinden de sonuç çıkmamıştı.

OBAMA: “PLAN YAPMADIK”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, bir Amerikan Televizyon Kanalı’na verdiği mülakatta başkanlığı dönemindeki önceliklerine ve dış polıtıka tercihlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Obama, başkanlığı boyunca yaptığı en kötü hatanın, 2011 yılında Libya Lideri Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden sonraki sürece ilişkin plan hazırlamamak olduğunu söyledi. Obama, Libya'ya 2011 yılında yapılan müdahaleyle ilgili yorumunda, Kaddafi'nin devrİlmesinden sonraki güne dair başarısız olduğunu belirtti. “Daha fazlasını yapabilirdik" itirafında bulundu.

Ancak bu Obama'nın Libya'ya ilişkin yaptığı son dönemdeki tek açıklama değil. Geçen ay bir Amerikan dergisinde yayımlanan özel mülakatında da Libya hakkındaki görüşlerini dile getiren Obama, bazı Avrupa Birliği liderlerini dikkat dağıtıcı olmakla ıtham etmişti.

Libya'daki kaosun ortaya çıkmasında İngiltere ve Fransa'nın da önemli payı olduğunu ima etmişti. Beyazsaray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Ned Price, Obama’nın İngiltere  Başbakanı David Cameron'ı ve dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'yi hedef alan sözlerine açıklık getirerek, her iki ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri'nin güçlü müttefikleri olduğunu vurgulamıştı. 

DAİŞ, LİBYA’DA HIZLI YAYILMA GÖSTERİYOR

Irak ve Suriye'de mevzi kaybeden terör örgütü DAİŞ, Libya'daki varlığını güçlendiriyor. Kaddafi'nin memleketi Sirte'de sözde bir vilayet kuran örgüt, bazı kentleri ele geçirmek için sürekli olarak saldırılar düzenliyor. 

Yerel gruplarla ittifak kurarak hâkimiyet alanını genişletmeye çalışan DAİŞ’in karşısında düzenli bir ordu bulunmuyor. Örgütün otorite boşluğundan yararlanarak ilk ele geçirdiği kent derne olmuştu. 

Akdeniz sahilindeki 80 bin nüfuslu kentte, 2014’ün Nisan ayında kurulan İslami Gençlik Şurası adlı örgüt, iki ay içerisinde diğer silahlı grupları püskürterek kentin kontrolünü ele geçirdi ve ardından DAİŞ’e bağlılığını ilan etti. 

Örgütün bir sonraki adımı ise devrik lider Muammer Kaddafi’nin memleketi Sirte oldu.  2015'in Şubat ayında kente giren DAİŞ militanları 60 bin nüfuslu kentin kontrolünü ele aldı. Havaalanı, demiryolu, limanı, askeri hava üssü ve geniş petrol havzalarına sahip Sirte, DAİŞ için önemli bir merkeze dönüştü. 

DAİŞ’in sıradaki hedefi ise Akdeniz kıyısı boyunca yayılmaya çalışmak. Kıyı kentleri Zaviye, Bingazi ve Ecdebiya sık sık saldırıların hedefi oluyor. Kaddafi döneminde yıllık 30 ile 45 milyar dolar arasında petrol geliri olan Libya’da Kaddafi döneminde depolanmış çok geniş bir silah stoku bulunuyor. 

Libya’nın Avrupa’ya olan yakınlığı ise DAİŞ'e hem savaşçılarını bu kıtaya geçirmek için bir avantaj, hem de insan kaçakçılığı ekonomisi yaratıyor. Amerikan Savunma Bakanlığı’na göre, DAİŞ’in Irak ve Suriye’deki militan sayısı 31 binden 25 bin’e gerilerken, aynı dönemde Libya’daki militan sayısı ikiye katlanarak 6 bin 500’e çıktı. 

DAİŞ’in Libya’daki yeni askerlerine ayda 1000 dolar maaş ödediğine dair raporlar yayınlandı. Tunus basınına göre, Arap Baharı’nın en başarılı temsilcisi olarak gösterilen ancak ciddi bir ekonomik krizle boğuşan Tunus’tan 1000 ile 1500 arasında genç Libya’daki DAİŞ’e katıldı. Nijerya’da aktif olan ve DAİŞ’e biat eden Boko Haram terör örgütünden de 1000’i aşkın militan DAİŞ’e katılmak için Libya’ya gitti.

LİBYA PETROLÜ KRİZDEN ETKİLENİYOR

Libya'da süren siyasi kriz ve çatışmalar ülke ekonomisini de derinden etkiliyor. Bu durum, ülkenin başlıca gelir kaynaklarından olan petrol satışı konusundaki tartışmaların da artmasına neden oluyor.

Son açıklama, Libya'nın doğusundaki petrol tesisleri Muhafızlar Teşkilatı'na bağlı 152’inci Piyade Taburu, Tobruk'takı temsilciler meclisi yanlısı Libya güçlerinin komutanlığından yapıldı. General Halife Hafter'in talimatı olmadan petrol ihracına izin verilmeyeceği duyruldu.

Tabur tarafından yapılan yazılı açıklamada, sivil ya da askeri hiçbir kurumun petrol ihraç edilmesi konusunda karar alma hakkına sahip olmadığı kaydedildi. Libya'daki en büyük ve en önemli petrol sahalarını kontrolü altında tutan teşkilatın sözcülüğü daha önce yaptığı açıklamalarda da kontrolleri altındaki tüm petrol sahaları ve limanlarını açarak Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne teslim etmeye hazır olduklarını duyurmuştu.

Petrol Tesisleri Muhafızları Komutanı İbrahim el-Hadran liderliğindeki silahlı kişiler, Temmuz 2013'te ülkenin doğusundaki 4 limanı kapatmış, bir yıl sonra o dönemki Ali Zeydan hükümetine teslim etmişti. Ancak birkaç ay önce limanları yeniden ele geçirerek kapatmıştı. 152’inci Piyade Taburu, ülkenin doğusundaki El Vahat ilinin merkezi Ecdabiya kentien yakında petrol bölgesini kontrolü altında tutuyor.  

Anahtar Kelimeler:
LibyaTrablus
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.