Maliye Bakanı Şimşek, 2016 hedeflerini açıkladı

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yeni Orta Vadeli Program'da (OVP) ekonomik büyümenin 2015’te yüzde 4, 2016’da yüzde 4,5, 2017 ve 2018’de yüzde 5 olmasını öngördüklerini belirterek, rakamlara ağırlıklı olarak iç talep, kısmen de dış talebin etkisiyle ulaşılacağını söyledi.  

Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla Kalkınma Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında Yeni Orta Vadeli Programı (2016-2018) açıkladı.

Gelecek döneme damgasını vuracak konulardan birinin para politikasındaki normalleşme süreci olduğunu vurgulayan Şimşek, ABD'de faiz artış sürecinin muhtemelen kademeli olarak devam edeceğini, Avro Bölgesi ve Japonya’da parasal genişlemenin sürdüğünü, faiz artışı için ise çok erken bir dönemde bulunulduğunu söyledi. Şimşek, senkronize bir faiz artışının olmamasının kısmen Amerika’daki normalleşmenin etkisini sınırlayacağını düşündüklerini ifade etti. 

Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışında uzun yıllardan sonra çok ciddi düşüş söz konusu olduğuna işaret eden Şimşek, 2015’te gelişmekte olan ekonomilerden net olarak 540 milyar dolar çıkış yaşandığını dile getirdi. Şimşek, bu çıkışın azalarak da olsa bu yıl da devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.

Bu durumun gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini etkilediğine değinen Şimşek, “TL’deki değer kaybı önemli boyuttadır ama Brezilya’da, Güney Afrika’da, bütün diğer ülkelerde resim çok farklı değildir. Bu çıkışlar çok büyük montanlı olduğu için yansımaları da büyük olmuştur” diye konuştu.

Mehmet Şimşek, OVP’nin amacının istikrarlı, kapsayıcı, nitelikli büyümeyi artırmak olduğunu söyledi.

Enflasyonu düşürmenin çok öncelikli bir alan olduğunu ifade eden Şimşek, enflasyonun, geçen yıl Türk lirasındaki değer kaybı ve gıda fiyatlarındaki nispeten yüksek artışlar nedeniyle hedefin oldukça üzerinde gerçekleştiğine değindi. Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

 “Bunu çok ciddiye alıyoruz. OVP’de de enflasyonun tekrar yüzde 5-7 aralığına ve yüzde 5’e doğru düşürülmesine yönelik çok ciddi bir çaba içerisine gireceğiz. Seçimler nedeniyle Gıda Komitesi gibi birtakım yapısal adımlara ilişkin çok yoğun çalışamadık belki ama OVP’yi aradan çıkarttıktan sonra işin yapısal ayağına, yani enflasyonu aşağı çekecek, verimliliği yukarı çıkartacak, işin yapısal kısmına odaklanacağız ve bu konuda ciddi çalışmalar yapacağız.”

 Cari açıkta azalma eğilim bulunduğunu anımsatan Şimşek, OVP’nin temel amaçlarından birinin bu eğilimi korumak olduğunu belirtti.

 Şimşek, “ekonominin rekabet gücünün, istihdam ve verimlilik seviyesinin artırılması”, “mali disiplinin kalitesinin artırılması ve kamu maliyesinin daha da güçlendirilmesi”nin de OVP’nin temel amaçları arasında yer aldığını kaydetti.

BÜYÜME STRATEJİSİ

 Program dönemindeki büyüme stratejisine ilişkin bilgiler veren Şimşek, kapsayıcı, sürdürülebilir, yüksek büyümeyi hedeflediklerini söyledi.

Şimşek, burada beşeri sermayenin geliştirilmesi, işgücü piyasasının etkinleştirilmesi, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, fiziki altyapının güçlendirilmesi, kurumsal kalitenin iyileştirilmesinin en temel öncelikleri olduğunu vurguladı.

Şimşek, OVP’yi hazırlarkenki temel varsayımlarını ise "küresel ve Türkiye ölçeğinde belirsizliğinin azalması, küresel büyümenin tedrici olarak artması, Türkiye’nin ticaret ortaklarının ılımlı büyümesi, jeopolitik risklerin azalması, finansal piyasalardaki dalgalanmalarda dalga boylarının düşmesi, Fed’in faiz artırımının tedrici olması ve atacağı adımların yansımalarının sınırlı olması, büyümenin finansmanında yurtiçi tasarrufların ön plana çıkması, bir miktar da yurtdışı doğrudan sermaye girişi ve uzun vadeli borçlanmaya yönelinmesi, dış ticaret hadlerinde göreceli iyileşme olması" şeklinde sıraladı.

Büyüme rakamlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Şimşek, şöyle konuştu:

“2015’te büyümenin yüzde 4 olacağını öngörüyoruz. Hatırlarsanız OVP’de yüzde 3’e çekmiştik. O dönemde çok ciddi bir siyasi belirsizlik vardı. Önümüz göremiyorduk ama 3. çeyrek verileri beklediğimizden daha iyi geldi. 4. çeyrekteki öncü göstergelere baktığımızda momentumun, ivmenin devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle yüzde 4’lük bir büyümenin 2015 için gerçekleşebilir olduğunu öngörüyoruz.

Büyüme 2016’de yüzde 4,5’e ulaşacak. Bu şekilde bir öngörümüz var. 2015’teki yüzde 4’lük büyüme belki Türkiye standartlarına göre hala mütevazı sayılabilir ama bu dönemde Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin yüzde 1,8 büyüyeceğini dikkate alırsanız Türkiye’deki büyümenin ne kadar anlamlı ve nispeten yüksek olduğunu görebilirsiniz.

Şimşek, yüzde 4,5’lik büyümeye, siyasi belirsizliğin azalması ve özel sektör yatırımlarının artması, gelirler politikasıyla yurtiçi talebin canlanması, dış talebin büyümesiyle ulaşılmasını öngördüklerin dile getirdi. Şimşek, şunları kaydetti:

 “2017 VE 2018'DE BÜYÜME HEDEFİMİZ YÜZDE 5"

 2017 ve 2018’de yüzde 5’lik büyüme hedefimiz bulunmaktadır. Orta vadeli dönemde büyümeyi destekleyecek unsurlar üretken alanlara yönelik yatırımlar,artan yurtiçi tasarruflar, özel kesim yatırımları ve özellikle yapısal reformalardan kaynaklanan verimlilik artışı. Dolayısıyla yüzde 5’lik büyümeye yatırımlar, verimlilik artışı üzerinde ulaşmayı hedefliyoruz."


"GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE RİSK İŞTAHI AZALIYOR"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, işsizlik oranlarının ABD’de kriz öncesi dönemin de altına doğru indiğini ancak Avro Bölgesinde işgücü piyasasındaki katılıklar nedeniyle toparlanmanın göreceli olarak zayıf seyretmesi neticesinde henüz kriz öncesi seviyelere inemediğini söyledi.

Gelecek dönemde Avrupa’daki toparlanmayla birlikte işsizlik oranında bir iyileşme görülebileceğine işaret eden Şimşek, enflasyon trendinin küresel olarak düşük seyrettiğini vurguladı.

ABD ve Avro Bölgesi'nde enflasyonun düşük seyrettiğini anlatan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlamanın çok önemli bir husus olduğunu, çünkü bununla beraber risk iştahının azaldığını bildirdi. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel dış ticaret hacminde bir yavaşlama söz konusu. Bu da bütün ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Düşük emtia fiyatları bizim için bir avantajdır fakat emtia ihraç eden ülkelerdeki talep düşüklüğü bizi dolaylı olarak etkiliyor. Gelişmiş ülke para politikaları arasında bir ayrışma söz konusu. Amerika’da faiz artışı sürecinin başındayız, fakat Japonya’da ve Avrupa’da henüz parasal genişleme devam ediyor ve burada faiz artışından bahsetmek için çok erken. Aslında senkronize bir faiz artışının olmaması tabii ki olumlu bir gelişme. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında ciddi bir yavaşlama var. Bu da gelişmekte olan bütün ülkeleri etkiliyor. Jeopolitik gerginlikler ve siyasi belirsizlikler, Türkiye’de bir siyasi belirsizlik yok ama bölgemizdeki gerginlikler tabii ki etkili olmaktadır. Diğer gelişmekte olan belirsizler tabii ki önem arz etmektedir.”

 

"DÜNYA TİCARET HACMİNDE BİR MİKTAR TOPARLANMA ÖNGÖRÜLÜYOR"

Gelişmekte olan ülkelerin, özellikle Çin ve Hindistan hariç, büyüme oranlarının kriz öncesi dönemlerin oldukça altında seyrettiğine dikkati çeken Şimşek, gelecek dönemde çok kısmi bir iyileşme öngörüldüğünü belirtti.

Dünya ticaret hacminin benzer şekilde küresel kriz sonrasında öncesine oranla yavaşladığını bildiren Şimşek, “Küresel kriz öncesi yüzde 7,5 civarında büyüyen dünya ticaret hacmi, küresel kriz sonrası dönemde yüzde 2,9 oranında büyüdü. Önümüzdeki dönemde bir miktar toparlanma öngörülmektedir ve 2016-2018 döneminde küresel ticaret hacminin yüzde 4,4 düzeyine çıkması beklenmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, OVP'nin hazırlanması aşamasındaki katkılarından dolayı Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile diğer ilgili bakanlara teşekkür etti.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.