Kelime anlamı olarak 'durgunluk' olarak tanımlanan resesyon, bir kaç aydan daha uzun süren ekonomi genelinde belirgin bir düşüşü temsil eder. Diğer bir deyişle resesyon, ülke ekonomisinde ki büyüme hızının, nüfus artış hızından daha düşük olması sebebiyle kişi başına düşen milli gelirin yerinde saymasıdır. Makro ekonomik tüm göstergeler; Endüstriyel üretim, istihdam, reel gelir, toptan ve perakende ticaret verileri de bu ölçümlemenin içerisinde bulunur. Ekonomideki daralma ılımlı değil şiddetli olursa da buna 'depresyon' denir.
Teknik göstergelerin bir resesyonu işaret etmesi için birbirini takip eden iki çeyreklik dönemde negatif bir ekonomik büyüme göstermesi, bazı ekonomistlere göre ise bir ülke tarafından ölçülen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) izlenmesi yeterli gelir. Bunun için Ekonomik Araştırmalarda bulunan Derecelendirme Kuruluşlarının bu verileri teyit etmesi gerekmemektedir. Ancak genel anlamda tüm dünya ülkelerine zor durumlarda finansman sağlayan IMF'ye göre bu göstergeleri ölçümlerken minimum bir zaman aralığı yoktur. Uzun bir resesyon ekonomik çöküş olarak nitelendirilir.
PEKİ ÜLKE EKONOMİLERİ NEDEN RESESYONA GİRER?
Ekonomik büyümenin nüfus artış hızının altına gerilemesi,
Kişi başına düşen milli gelirin durağan ve azalan hale dönüşmesi,
Ekonomik faaliyetlerin duraklaması ve azalması,
İşsizliğin artması,
Üretim faaliyetlerinin düşmesi, gibi sonuçlar ülkelerin resesyona girmelerindeki en temel sebepleri oluşturur.
47 YILDA 21 GELİŞMİŞ EKONOMİDE 122 RESESYON
Resesyon ülke ekonomilerinin karşılaşabileceği genel bir durumdur. Daha önce yapılan bir başka araştırmaya göre de, ülkelerin resesyona girmesi çok sık görülmese de 1960 ile 2007 yılları arasında 21 gelişmiş ekonomide 122 resesyon görüldüğü görülmüştür.
RESESYONLA MÜCADELE
Resesyonla mücadelede kamu harcamaları siyaseti, ekonominin tam çalışma düzeyinde balansa kavuşabilmesi için özel harcamalardaki yetersizliklerin, kamu harcamaları ile giderilmesi sonucunu doğurur. Bu tür bir politika ile milli gelir düzeyinin azalmasıönlenmiş, özel sektör harcamalarının gerilemesine mani olunmuş ve ekonomideki daraltıcı güçler ortadan kaldırılmaya çalışılarak genişleme sürecine geçilmiş olacaktır.
Reseyonla mücadelede, kamu harcamalarını aynı düzede bırakarak vergileri azaltma yolu tercih edilebilmektedir. Vergileri düşürme politikasının etkinliği için verginin konusunun geniş olması gerekir ki vergi indirimlerinden daha çok kişi istifade edebilsin.Böylece kullanılabilir gelir artarak kişilerin tüketim ve yatırım harcamalarında artış sağlanabilecektir.
Kaynak: www.sondevir.com