Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Asra (zamana) yemin ederim ki; İnsan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.” (Asr, 1-3)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikāk, 1)
Fânî bedenin pörsüyüp çürümesi, onun bu dünyada ruh için bir elbise olma hizmetinin yavaş yavaş sona erdiğinin işareti değil midir? O fânî elbise, mezara gidecek; ruh ise haşir günü yeniden yaratılacak elbisesini giyerek yoluna devam edecektir. Ancak mahşer günü, o sonsuz gün insanı bekleyen âkıbet; bu dünyayı nasıl yaşadığına bağlıdır. Kıyâmet gününün dehşetlerinden kurtulup kurtulamayacağı, felâha erişip cennete girenlerden olup olamayacağı; bu ömür sermâyesini nasıl değerlendirdiğine bağlı olacaktır.
O hâlde, dünyada nasıl, bahar ve yaz mevsimlerinin bereketinden bol bol çalışarak istifade edilmekte ve böylece ziraatın olmadığı kış için gıda biriktirilmekteyse; gençlik baharının da kıymeti bilinmelidir.
İnsan, mahrumiyetini yaşamadığı nimetleri idrakten âcizdir. Nasıl suyun içindeki balıklar, susuzluğun ne demek olduğunu bilmediklerinden, o nimeti tam mânâsıyla idrâk edemezlerse; insanoğlu da, içinde yaşadığı ömür nimetini hakkıyla anlayamaz. (Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Şubat-2016)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Basîr: Her şeyi gören, her şeyin hakîkatini gören, bilen, hiçbir şey Kendisinden saklanamayan, yapılanları tek tek zaptedip muhafaza eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Son derece kıymetli bir sermâye olan zamanı; boş ve abes şeylerle isrâf etmek, âhiret hayatını tehlikeye atmaktır. Bu yüzden; gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede kıymetli bir nimettir.
Lügatçe
haşir günü: 1. Allah'ın insanları hesaba çekmek üzere tekrar dirilişten sonra bir araya toplamasıdır
âkıbet: Bir şeyin sonu, nihayet, netice, sonuç.
felâh: Kurtuluş, selamet, bahtiyarlık.
isrâf: Gereksiz yere, zaman, emek harcama, savurganlık, tutumsuzluk.