Davutoğlu operasyonun çarpıcı detaylarını anlattı

7 Haziran'da halk 'tek parti iktidarı' demedi, 'hükümet ortaklığı' dedi. Biz de bunun gereğini yapmaya çalışıyoruz o günden bugüne. Fakat biz bir taraftan bunu yaparken herhalde bazı çevreler Türkiye'de bir kaos, bir boşluk ortaya çıkacağı ve bu boşluktan bazı vesayetlerin tekrar etkin bir şekilde su yüzüne çıkacağı hesabını yapmaya başladı.

Suruç'ta 33 vatandaşımız hayatını kaybetti, her birisi canımız ciğerimiz, siyasi görüşleri farklı olur hiç önemli değil, tabii ki farklı olacak.

Benim ilk tepkim; açıklama yapıp “Gerekli tedbirleri alacağız" dedikten sonra Şanlıurfa'ya gidip yaralıları ziyaret etmek oldu. Tutumumuz da açık ve net.

'OTORİTE YOK' MESAJI

Fakat ne oldu? O cenazeler İstanbul'a geldiğinde bütün milleti tahrik edercesine cenaze karşılanırken yüzler kapatıldı, İstanbul sokaklarında silah taşınmaya kalkıldı, kaleşnikof. Yani verilen mesaj şu: Burada kamu otoritesi yoktur, ben silah taşırım, silahı sadece asker taşımaz, polis taşımaz, şehir milisleri taşır, gerillalar, ne derseniz deyin böyle bir tablo...

Arkasından Adıyaman'da askerimizin şehit edilmesi, hemen ertesi gün ve 2 polisimizin bu eylemin türü de aynı anlama geliyor, evlerinde uyurken şehit edilmesi... Sonra PKK bu eylemi üstlendi. O da yetmedi, sokağın ortasında trafik polisimizi görev yaparken şehit ettiler.

DEVLETİN KARAR ANI

Şimdi bunlar arka arkaya geldiğinde o andan itibaren bir devlet için varoluşsal bir mesele masaya konmuş demektir. Devletin var veya yok olduğunun anlaşılacağı yer o andır. Şimdi biz devlet olarak ne yapmak durumundayız?

Birileri parçalamaya çalışıyorsa biz bütünleştirmek, birileri ayrıştırmaya çalışıyorsa yakınlaştırmak durumundayız. Şefkat de, kudret de devletin iki yüzüdür, bu geleneksel devlette de var, modern devlette de. Devlet şefkat yönüyle vatandaşlarına davranmak durumunda.

Ama kudret olmadan şefkat olduğu zaman acziyet oluyor. Şefkat olmadan kudret olduğunda zulüm oluyor, barbarlık oluyor. Demokratikleşme şefkattir, şefkat elinin öne çıkmasıdır. Güvenlik de kudret eliyle ancak sağlanabilir.

3 BOYUTLU OPERASYON

Bir boyutu Suriye'de DEAŞ'a karşı 33 vatandaşımızın katlinin ve bir askerimizin şehit edilmesinin hesabı için. İkinci boyut, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı şehit polislerimizin, askerimizin faili olarak gördüğümüz için.

Üçüncü boyut da; büyük şehirlerimizde her an 6-7 Ekim gibi ya da Gezi olayları gibi provokatif olaylara yönelmek suretiyle huzuru, ekonomiyi, sosyal hayatı etkileyecek hazırlıklar içinde olan çevrelere yönelik olarak. “Bu üç boyutuyla en kapsamlı eylem planı hazırlanacak ve bu geceden itibaren uygulamaya konulacak" dedik.

BUNU BİZ BAŞLATMADIK

Askere de “PKK'yı olabilecek en net ve etkin yöntemle caydırıcı, cezalandırıcı gücünüzü göstereceksiniz" dedik. Çünkü biz başlatmadık bunu, madem ki 2 polisimizi şehit ettiler, orada şehit edilen sadece 2 polis değil veya 1 polis de Diyarbakır'da değil, kamu düzenine meydan okumaydı.

Ayrıca bütün bir milletin otoritesi, kamu orada katledilmeye çalışıldı, kamu öldürüldü. Ve o geceden itibaren de, yani bu üç ayakla ilgili operasyon planlaması yapıldı ve üçü de son derece başarılı oldu.

HALKIMIZ İSTİYOR

Oradaki Kürt vatandaşlarımız, “Evet şefkati gösterdin, ama artık kudretini de göstermen gerekir" çağrısı yaptı bize. Bu il başkanlarımızla yaptığımız toplantılarda, sivil toplumdan gelen taleplerde, artık “Şefkat yüzümüzü gördük, şimdi faili meçhul varsa HDP yapıyor, haraç varsa HDP alıyor, 90'lı yılları geri getiren HDP ve HDP'nin silahlı grupları, PKK" denildi.

Şimdi bu talep gittikçe artan bir talep olarak gündemimize geldi. Dikkat edin ben hiçbir sözümde devlet otoritesi demedim, hep 'kamu düzeni' dedim. Kamu çünkü hepimizin malı, kamu düzeni yok oldu mu özgürlükler olmaz.

TEŞEKKÜR EDİYORLAR

Perşembe geceyarısından bu yana özellikle Doğu'dan, Güneydoğu'dan o kadar mesaj alıyorum ki, yani her yerden destek mesajları... “Biz bunu bekliyorduk, istiyorduk, devleti görmek istiyorduk" şeklinde teşekkür mesajları.

Yani herhalde bundan sonra PKK'nın baskıları karşısında sessiz kalan halk daha fazla sesini yükseltecek. Onun için bir kere kimsenin sahipsiz olmadığını gösterdi bu operasyonlar; bir. İki; hiçbir suçun cezasız kalmayacağını gösterdi. Y

ani askerimizi şehit eden 5 DEAŞ mensubu da öldürüldü. Polisimizi yatağında şehit edenlerle iltisaklı 35 kişi tutuklandı Ceylanpınar'da, Diyarbakır'da 19 kişi tutuklandı. Ve bunlara o talimatın geldiği yer olarak gördüğümüz Kandil dahil bütün temel belli odaklar da cezalandırıldı. Bundan sonra böyle. Kimse sahipsiz değil.

O MAHKEMEYİ BOMBALAYIN

Ben özellikle şunu da söyledim çok şikayet geldiği için: Geliyor işadamına, “Sana şu kadar haraç kestim, Kuzey Irak'a gel orada mahkeme edileceksin" diye... “Kuzey Irak'a götürülen yer var, önce orayı yerlebir edeceksiniz" dedim, önce. Kimse Türkiye'den bir vatandaşı alıp da tehditle başka bir ülkeye götürüp para cezası kesemez.

Teröre karşı verilen mücadele bağlamında en etkin operasyonlardan biri gerçekleştirilmiştir ve Türkiye içinde kamu düzenini sarsmaya dönük faaliyetleri teşvik edenler, Türkiye'ye açık bir şekilde savaş ilan edenlerin bu anlamda onlara karşı caydırıcı gücümüz gösterilmiştir.

Suçluları bulur yakalarız, ama maşalarla değil gerekirse doğrudan, talimatları kim veriyorsa onları cezalandırmaktan da kaçınmayız. Zaten Kandil'e dönük operasyonun amacı da budur.
Barzani ile ilişkiler birilerini rahatsız ediyor

ÇÖZÜM SÜRECİNDE MUHATAP DEĞİŞİR 

Muhatap değişebilir ama çözüm süreci bitmez. Ben ne zaman Doğu'ya, Güneydoğu'ya gitsem en çok dile getirilen hususlardan birisi, “Niye sadece PKK'yı muhatap alıyorsunuz?" sorusudur birçok STK tarafından.

Biz PKK'yı muhatap almadık, aslına bakarsanız çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti bütün Türkiye'yi dolaştı, birçok çalışma yapıldı, doğrudan milletle.

Fakat örgütün şöyle bir iddiası var, 'Kürtlerin bütün temsilcisi benim, ben varım, bir de devlet var', yok böyle bir şey.

Bölgede çok değişik siyasi akımlar var, sosyal doku var... Bütün bölge muhataptır, Türkiye'nin bütünü muhataptır.

KANDİL'DE SİVİL OLMAZ

Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nde, İkinci Başkan Yaşar Paşa orada, işte harekatı yürüten pilotlarımız, Hava Kuvvetleri orada, bana açtılar gösterdiler. O kadar spesifik noktalar atışlar yapıyor ki 10 metre yanındaki binada tek bir hasar olmuyor.

Bir noktaya, bir tek mühimmat deposu olarak kullanılan yer var, orada yangın devam ettiği için çevrede hasar oldu, o da çevre binalara, daha uzun sürdü.

Noktasal olarak gidiyor ve Suriye sınırına geçmeden güdümlü füzeyle tek tek o hedefleri vurdu. Tek bir sivil kayıp da olmadı.

Bu PKK hedefleri için de öyle. Zaten ben kasım ayında Irak'a gittiğimde bütün o PKK'nın kamplarının da olduğu yerlerin üstünden helikopterle geçtim.

Dediler, Başbakan olarak uygun olmaz, yok özellikle üzerinden geçtim. Kandil değil bölgede diğer bazı kamplar falan, o bölgeden. Oralarda sivil kimse yok.

SINIRDA DEAŞ İSTEMİYORUZ.... PYD'DE DE BİZİ RAHATSIZ EDERSE DEAŞ GİBİ OLUR

Şimdi bundan sonraki hedef nedir Suriye bağlamında... Sınırımızda DEAŞ görmek istemiyoruz. Ha nasıl yaparız? O bizde mahfuz. Hangi aşamalarda yaparız bizce mahfuz ama görmek istemiyoruz.

DEAŞ'tan boşalan bölgelere ılımlı muhalefetin yerleşmesini istiyoruz. PYD de bizi rahatsız edecek herhangi bir eyleme kalkışırsa aynı kapsama girer.Onlara bakışımız alacakları tutuma göre değerlendirilir.

Esed rejimiyle ilişkisini keser, Türkiye'yi rahatsız etmez ve Suriye Ulusal Koalisyonu'na katılır ise demokratik yeni Suriye'nin inşasında herkes gibi rol alabilir ve biz buna itiraz etmeyiz.

Ama etnik temizlik yapmaya kalkar, bir sürgün politikası ile Arapları, Kürtleri, Türkmenleri ayrıştırmaya ve Türkiye'yi rahatsız edecek işlere kalkışırsa, farklı koalisyonlar içine girer, terörü desteklerse tabii PYD, onlar için de durum farklı olmaz. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.