Yeni Asya kimin tarafında?
 

Tarafsızlık diye bir şey yoktur. Aslında kulağa hoş gelen masum bir kelime gibi gözükmektedir. İnsan olmanın özünde tercih, irade, düşünme, mantık, akıl, bakış açısı varsa insanın tarafsız olması mümkün değildir. Burada mühim olan hangi tarafta durduğundur.

Bazen tarafsızlık kelimesi “neme lâzım, bana ne” gibi bencil bir düşünceyi kapatmak için de kullanılır. Haktan yana olmak kişilik, şahsiyet, duruş göstermek, safını belli etmek gibi erdemler, tarafsızlık kavramı içerisinde yok edilmektedir.

Genelde aynı manada kullanılan objektiflik kelimesi de tam bir yalandır. Zira objektiflik iddiasında bulunan kimse, aslında maksadını gizleyen kimsedir. Hakikatin hileye ihtiyacı yoktur. 

Bediüzzaman, tarafını belli ederek bedel ödeyen çok önemli şahsiyetlerden birisidir. Meşrûtiyet mi, saltanat mı diyenlerin karşısında, meşrû meşrûtiyetin tarafında olmuştur.

Şeyh Said’in teklifi karşısında, “Dahilde kılıç çekilmez” diyerek hükümetin tarafında olmuştur.

M. Kemal’in teklifi karşısında dünya makamlarının değil, iman-Kur’ân hizmetkârlığının tarafında olmuştur. Bu hak ve hakikatin tarafında olmasını ağır bedellerle ödemiş fakat Risale-i Nur gibi bir eseri bırakarak milyonların imanının kurtulmasına vesile olmuştur.

Evet, bugün de Müslümanlar ve Üstadın talebeleri olarak bizler de bir tarafı seçmeye zorlanmaktayız. Evet, biz Yeni Asya camiası olarak hak ve hakikatin tarafında bulunmakta ve irademizi temsil edenleri frenlemek gibi çok önemli bir vazifeyi deruhte etmekteyiz.

Bazıları kendi tarafında olamadığımız için bizi acımasızca eleştirip, illa bir tarafa koyma çabası içinde bulunsa da biz yıllar önce nerede durduysak, aynı yerde, aynı görüşte bulunmaktayız. Zira aksi adımlar halkı eleştirdiğimiz, yanlış bulduğumuz veya düşmanın bulunduğu yer olacaktır.

Bugünkü günü birlik siyaset maalesef dindarları baştan çıkarmış ve kendine benzetmeye başlamıştır.

Bu süreçte yıpratılan her değere karşı dur demeyi bilmek, tutarsızlıklar ve adaletsizlikler karşısında durabilmek, yani hakkın tarafında olarak duruş koyabilmek çok önemli ve bedelli bir meseledir. Üstelik bu duruşu ne ulusalcılar gibi değerleri yok sayarak, ne cemaat gibi bütün bütün kötüleyerek ne de siyaset gibi hislere kapılarak ferasetsiz bir bakış açısına âlet olmadan yapmaktayız.

Bu yüzden bizim duruşumuz, gidişatı belki de değiştirmeyecektir. Zaten bizim meselemiz bu da değildir. Cenâb-ı Hakk’ın vazifesine karışmak edepsizlik olduğundan biz vazifemizi yapmak ve tarafımızı belli ederek hesabımızı kolaylaştırmak, izzet ve şerefimizi muhafaza etmek için hakperest bir duruş sergilemekteyiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.