Şehirlerde tuvaletini tutamayanların sayısı hızla artıyor

Yapılan araştırmalara göre her yıl Avrupa'da 100 bin kişiden 24'üne, Kuzey Amerika'da 100 bin kişiden 19'una Crohn hastalığı, Avrupa'da 100 bin kişiden 12'sine, Kuzey Amerika'da 100 bin kişiden 20'sine ülseratif kolit teşhisi konuyor. Ülkemizde ise 30 bin - 50 bin arasında inflamatuvar bağırsak hastası olduğu tahmin ediliyor.

İnflamatuvar Barsak Hastalıkları (İBH) Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Çelik, "İstatistiklere göre Türkiye'de her 100 bin kişinin en az 60'ında inflamatuvar bağırsak hastalığı olduğu tahmin ediliyor." dedi.

"Kapımız Açık Projesi", İnflamatuvar Barsak Hastalıkları (İBH) Derneği ve İnflamatuvar Bağırsak Hastaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (İBHDYD) öncülüğünde, AbbVie'nin desteğiyle hayata geçirildi. Projeyle, inflamatuvar bağırsak hastalarının sosyal yaşamlarını önemli şekilde etkileyen acil tuvalet ihtiyacına destek olunması ve hastaların günlük yaşamlarının kolaylaştırılması amaçlanıyor.

Projenin tanıtım toplantısında konuşan Prof. Dr. Aykut Ferhat Çelik, hastalığın uzun süreli ve şiddetli karın ağrısı, ishal veya kanlı dışkılama, yüksek ateş şeklinde belirtileri olabildiğini anlattı.

Hastalığın görülme sıklığının dünyada gün geçtikçe arttığına işaret eden Çelik, inflamatuvar bağırsak hastalığında, bağırsaktaki iltihabi durum nedeniyle dışkılama frekansının arttığını ve bu nedenle kanlı olduğunu, kişilerin de acil tuvalet ihtiyacı duyduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Çelik, çevresel faktörlerin etkili olduğu hastalıkta, genetik geçmişe de bakıldığını ancak hastalığın altında yatan nedenlerin tam olarak saptanamadığını anlattı.

Hastalığın erken tanısıyla ilgili unsurun ön plana çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Çelik, "İstatistiklere göre Türkiye'de her 100 bin kişinin en az 60'ında inflamatuvar bağırsak hastalığı olduğu tahmin ediliyor. Ülkemiz de hastalıkla ilgili artış söz konusu. İnflamatuvar bağırsak hastalığı gelişmiş ülkelerin hastalığı iken bugün artık Asya'da da büyük oranda artış gözüküyor." diye konuştu.

Çelik, hastalığın tedavi yöntemleri arasında, iltihabı baskılama, ilaç veya cerrahi yöntemler bulunduğu bilgisini verdi.

Projeye ilişkin görüşlerini de paylaşan Çelik, şunları kaydetti:

"İnflamatuvar bağırsak hastaları, günlük yaşamlarında, her zaman evden çıkışlarında ne zaman tuvalet ihtiyaçlarının olabileceğini düşünüp değerlendirip, nerede tuvalete daha kolay ulaşabileceğini düşünen kişiler. Toplum da böyle kişilerin bulunduğundan haberdar olduğunda bu hastalık üzerinde daha yoğunlaşacak. Bu tür hastaları daha iyi tanıyıp ya da kendindeki semptomları bunun üzerinden değerlendirip daha erken tanıya yardımcı olacak. Hayata geçirilen projeyle hastaların, daha kolay tuvalet bulabilmeleri açısından günlük yaşamları kolaylaşacak."

- "Engelli tuvaletlerinin kullanılmasını sağlamak bizim için önem arz ediyor"

İBHDYD Başkanvekili Şerife Nesimioğlu da "Kapımız Açık Projesi"nin sadece Türkiye'deki hastalar için değil, dünyanın birçok yerinde örneği olduğunu ifade etti.

Yapılmış ve başarılı olan bir uygulamayı Türkiye'de de hayata geçirmeye çalıştıklarını vurgulayan Nesimioğlu, Dünya İnflamatuvar Barsak Hastalıkları Günü'nün yaklaştığını da söyledi. Nesimioğlu, "Kapımız Açık Projesi" kapsamında "Kapımız Açık" diyen firmaların, inflamatuvar bağırsak hastalarına tuvaletlerini öncelikli kullanma imkanı sunmalarını amaçladıklarını anlattı.

Nesimioğlu, şöyle konuştu:

"İnflamatuvar bağırsak hastalarının günlük yaşamdaki en büyük sorunlardan biri acil tuvalet ihtiyacı.

Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, trafikte 2-3 saat trafikte kalma durumunda, acil tuvalet ihtiyacını gidermek çok büyük problem. İnflamatuvar bağırsak hastaları belli yüzdelerde engelli raporu alabilen hastalar fakat bu süreç de çok uzun.

Engelli tuvaletlerinin kullanılmasını sağlamak bizim için önem arz ediyor. Dernek üyelerine de bir kart da vereceğiz. 'Kapımız Açık Projesi' kapsamında da hastalarımızın dernekten alacakları bu kartlarla engelli tuvaletlerini kullanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz."

- Proje hakkında

İBH, İBHDYD ve global biyofarma şirketi AbbVie, inflamatuvar bağırsak hastalarının sosyal yaşam içinde önemli sorunlarından biri olan acil tuvalet ihtiyacı için, hastaların tuvaletlere öncelikli erişimini sağlayıp günlük yaşamlarını kolaylaştırmayı, hastalığın yükünü anlatmayı ve toplumda hastalık hakkındaki bilinirliği artırmayı amaçlayan "Kapımız Açık Projesi"ni hayata geçirdi.

Avrupa Crohn ve Ülseratif Kolit Hasta Derneğinin (EFFCA) 5 bin inflamatuvar bağırsak hastası ile yaptığı anket, hastalığın sosyal boyutunu gözler önüne seriyor. Araştırmanın sonuçlarına göre hastaların yüzde 89'u hastalığın alevlenme döneminde tuvalete hızlı yetişme ihtiyacı duyarken yüzde 66'sı ise yeni bir yere gittiklerinde tuvaletin uygunluğuyla ilgili tereddüt yaşıyor.

Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Törüner, şehirlerde inflamatuvar bağırsak hastalıkları riskinin arttığını bildirdi.

Törüner, 19 Mayıs Dünya İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, hastalığın sindirim sistemi veya bağırsak duvarının kronik iltihabı ve kalınlaşması sonucu oluştuğunu belirtti.

Hastalığın yaygın olarak 20-30'lu yaşlarda görüldüğünü ve herhangi bulaşıcı mikrop olmadan bağırsakların iltihaplanmasıyla meydana geldiğini bildiren Törüner, bu başlık altında birden fazla hastalığın bulunduğunu ifade etti.

Bağışıklık, kalıtımsal ve çeşitli çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan Crohn hastalığı ve ülseratif kolitin bunlar içinde ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Törüner, şunları kaydetti:

"Hastalığın, kadınlarda görülme olasılığı, erkeklere göre daha fazladır. Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı, oldukça nadir görülen hastalıklardır ve diğer pek çok hastalıkla karıştırılabildiği için yıllarca gizli kalabilir. İltihap, inatçı ve sık ishale, karın ağrısına, ateşe, yorgunluk ve kilo kaybına neden olabilir.

Türkiye'de yaklaşık olarak 60 bin inflamatuvar bağırsak hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Bu hastalıklar, dünyanın genellikle sanayileşmiş bölgelerinde görülüyor.

Görülme sıklığı, güneye kıyasla kuzey enlemlerde ve kırsala oranla şehirlerde daha yükseliyor. Bazı nüfuslarda görülme sıklığı daha düşük de olsa her ırktan insanı etkileyebiliyor. Gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere taşınanlar, bir süre sonra inflamatuvar bağırsak hastalıkları gelişmesinde nüfusun geri kalanıyla aynı riski taşır."

Hastalığa, gıdada alınan çeşitli maddeler, bakteri, bakteri toksinleri, virüsler, stres ve sigaranın neden olabildiğini ancak tek bir sebebin gösterilemediğini belirten Törüner, "Etken ne olursa olsun, bağırsak mukozasında iltihap hücreleri artıyor, inflamasyon ve ülserler gelişiyor." bilgisini verdi.

- "Düzenli tedavi, kanseri geliştirme riskini azaltıyor"

Bu hastalıkların, kişinin sosyal yaşamanı da olumsuz etkilediğini vurgulayan Törüner, stres ve üzüntünün hastalığın alevlenmesine yol açabildiğini ifade etti.

Hastaların ideal kilo ölçülerini koruması, düzenli egzersiz yapması gerektiğine işaret eden Törüner, hekim takibinin önemli olduğunu kaydetti.

Hastaların doktorlarının tavsiye ettiği şekilde tedavilerini sürdürmesinin uzun süreli faydalarının bulunduğuna dikkati çeken Törüner, "Düzenli tedavi, kolon veya rektum kanseri geliştirme riskini azaltmaktadır. Hastanın yaşı, hastalığın şiddeti, hastalığın sindirim sistemi içindeki yaygınlığı, sindirim sistemi dışı belirtilerin varlığı gibi pek çok faktör tedavi kararını etkilemektedir. Bu nedenle tedavi şekilleri hastalar arasında bireysel farklılık göstermektedir." ifadelerini kullandı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.